YOLDA OLMAK: ANT - 061 GİRDEV GÖLÜ

Rotaları aşağıda paylaşılmış olan wikiloc sitesinden telefonunuza yada GPS cihazınıza yükleyerek daha detaylı inceleyebilirsiniz. Telefonunuza yüklemek için buradan yardım alabilirsiniz!!!

Elmalı, Fethiye ve Kaş ilçeleri arasında bulunan Girdev Gölü’nü ziyaret etmek üzere parkur çalışmalarımızı tamamlıyor ve rotamızı çıkartıyoruz. Girdev Gölü Antalya’ya yaklaşık olarak 150-160 km mesafede bulunan ve araçla 3 noktadan ulaşım sağlanabilen bir göldür. Elmalı ilçesine bağlı olan Yuva Köyü üzerinden, Fethiye - Antalya Karayolu üzerinde bulunan Seki Beldesinden ve yine Elmalı ilçesine bağlı olan Akçay beldesi üzerinden ulaşım sağlanabilmektedir. Parkur Antalya’dan günübirlik yapılabilecek bir parkur olmadığından araçla Elmalı’ya bağlı olan Beyler Köyüne ulaşıyoruz. Rotamız buradan başlayacak olup, Hacımusalar, Akçay ve Yeşilbarak üzerinden tırmanmaya başlayarak Girdev Gölüne ulaşacak ve Yuva, Kuzuköy, Mursal ve Tavullar üzerinden ring tamamlanarak yine Beyler Köyünde bitecektir. Antalya’nın Temmuz sıcaklarından kaçmak için oldukça güzel bir parkurdur. Beyler köyünden Kaş yönüne doğru yaklaşık 10 km lik asfalt yolda ilerledikten sonra Yeşilbarak Köyü yönüne saparak yine asfalt yolda hafif tırmanışla ilerliyoruz. Yemyeşil meyve bahçeleri arasından geçerek Yeşilbarak Köyü içerisinden sert tırmanışa başlıyoruz. Köy çıkışında yol stabilize orman yoluna dönerek tırmanış devam etmektedir. Bir kaç kilometre sonra tırmanış, hafif inişle yayla içerisinde düz devam ediyor. Sonrasında ki karşılaştığımız sert orman yolu ile devam eden bir kaç kilometrelik sert tırmanışla parkurun zirve noktası olan 1900 metre rakımlara ulaşıyoruz. Geçit noktasında arkamızda Yayla Manzarasını bırakırken sol tarafıza Erendağı ve karşımıza muhteşem güzellikte ki Girdev Gölü manzarasını alıyoruz. Bir kaç kilometrelik iniş sonrasında Girdev Gölüne ulaşıyoruz. Yemyeşil bitki örtüsü ile çepeçevre sarılmış durumdadır. Orman yolu 10-15 kilometre uzunluğunda gölün çevresini dolaşmaktadır. Göl kıyısında bir kaç balık restaurantları vardır. Antalya’dan kaçtığımız Temmuz sıcaklarından sonra burada kapalı ve yağmurlu bir hava ile karşılaşıyoruz. Gölün karşı yamaçlarında sağnak yağışların başladığını gözlemliyoruz. Çok kritik bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Öğle saatleri olmuş yemek mola zamanımız gelmişken şiddetli yağmurun yaklaşıyor olması ve etrafımızı sarmalaması bizleri tedirgin etmeye başlıyor. Yağmur başlamadan aceleyle yemeğimizi yiyerek çiselemeye başlayan yağmurla birlikte yola koyuluyoruz. Yuva Köyü istikamaetine doğru hafif tırmanıştan sonra inişe geçmeye başladığımız anda yağmur şiddetini artırıyor ve sağnak yağışa yakalanıyoruz. Etrafta sığınacak başka bir yer olmadığından mecburen bir ağacın altına toplanıyoruz. Yağmur şiddetini artırdığında sıcaklık 10 dereceye kadar düşüyor ve ıslanarak üşümeye başlıyoruz. Bizi görüp durumu fark eden yakınımızda ki Çoban Ali gelerek bizi gözlemliyor ve derhal ateş yakmanın yollarını arıyor. Yağmur her tarafı ıslattığından ateş yakmanın mümkün olabileceğini pek düşünmüyoruz. Ancak bu şartlara alışık olan ve neyi nasıl yapacağından emin olan Çoban Ali, kuru ağaç kabuklarını toplamaya başlıyor. Bir umut ile hep birlikte bir miktar ağaç kabuğu topluyor ve yakmaya çalışıyoruz. O esnada yanımızdan kaybolan Çoban Ali elinde bulduğu koyun tüyleri ile geliyor ve ateşi bir anda parlatıyor. Yanan ateşle birlikte şiddeti artıran ve dolu ile birlikte yağmaya devam eden sağnak yağış altında bir nebze de olsa ısınmaya çalışıyoruz. Yaz yağmurudur kısa sürede yağar geçer diyerek konuşuyoruz aramızda ancak, her geçen an yağış şiddetini artırarak devam ediyor ve hiç duracak gibi görünmüyor. Yaklaşık olarak 1 saat süren şiddetli yağış biraz durakladığında fırsat bilerek yola devam ediyoruz. Ancak bu sefer tekerlerimiz çamurla dolarak gitmemizi zorlaştırıyor. Çiseleyen yağmur altında hem ıslanıyor hem gitmeye gayret ediyoruz. Bir müddet ilerledikten sonra yol kenarında ki su kaynağında bisikletlerimizi biraz temizleyerek daha rahat hareket edebilir duruma getiriyoruz. Sonrasında ki tırmanıştan sonra düz ovaya indiğimizde, ısı biraz yükseliyor ve kara bulutları arkamızda bırakıyoruz. Yuva Köyü öncesinde ki asfaltla devam eden, Yuva Köyü ovasının manzarasına hakim zirve noktasında ki güzellik oldukça büyüleyici ve etkileyicidir. Yaklaşık olarak 5 km lik sert iniş Yuva Köyünde son bulmaktadır. Kuzuköy, Mursal ve Tavullar Köyleri bahçeleri arasında devam eden yol ile Beyler Köyüne ulaşarak 70 kilometrelik parkurumuzu tamamlıyoruz. Antalya Temmuz sıcaklarında kavrulurken 10 dereceye kadar düşen buz gibi bir havada bisiklet binmiş olmanın keyfiyle Antalya’ya dönüşe geçiyoruz.