|
Tazı (Bilgelik) Kanyonu |
KÖPRÜLÜ KANYONDA HIZLI BİR KEŞİF
Gezmekle bitiremediğimiz ve doğasına doyamadığımız Köprülü Kanyon Bölgesinde bir keşif gezisine daha çıkıyoruz. Daha önce Halil ile birlikte, şehirde Bilgelik Vadisi, yerelde ise Tazı Kanyonu olarak bilinen Kanyon kayalıklarına, tarihi Zerk Köprüsünden başlayarak yürümüştük. Bu keşif gezimize İzmir'den gelen Alicem'in de katılmasıyla daha çok yer görmek ve yeni yerler keşfedebilmek üzere hızlı bir tur planı yapıyoruz. Bir güne sığdırabildiğimiz kadar çok yer görmek üzere hazırlanıyoruz. Bu gezimizde ilk defa gideceğimiz bazı bölgelere ilerleyen zamanlarda bisiklet ve yürüyüş rotaları planlayarak gelebilmeyi hedefliyoruz.
TAZI (BİLGELİK) KANYONU
Güneşin doğuşunu Tazı Mevkiinde karşılamak üzere sabahın köründe 05:30 sularında hareket ederek 2 saatlik yolculuk sonunda, tan atarken aracımızı terk ederek yürüyüşe başlıyoruz. 2 kilometrelik bir yürüş sonunda kanyon kayalıklarına ulaşarak, kızıla boyanan gökyüzünün büyüleyici manzarası ile adeta sarhoş oluyoruz. Güneşin doğuşu, malesef dumanlı dağlarının heybeti ile gecikiyor. Önümüzde ki güne zar zor sığacak gezi planımıza sadık kalabilmek adına, güneşi beklemeden ayrılmak zorunda kalıyoruz. Geziler Köyü üzerinden Çaltepe'ye doğru yolculuğumuz devam ediyor. Ballıbucak-Çaltepe yolu asfaltına çıktığımızda sola Ballıbucak yönüne yaklaşık 2 kilometre devam ederek aracımızı bırakıyoruz.
|
Tazı (Bilgelik) Kanyonu |
GELİN KAVAĞI ŞELALESİ
Sola ormanın için devam eden yol oldukça bozuk ve normal araçlarla ilerlemek neredeyse imkansız. Yolu takip ederek orman içerisinden Şelalenin sesini duyana kadar ilerliyoruz. Şelalenin sesi uzaklardan duyulabilmektedir, ancak en yakın ve şelale hizasında olduğumuzu hissettiğimiz anda sağ tarafımızda ki ağaçların arasından aşağıya devam eden patikaların peşine düşüyoruz. Kısa bir süre ilerledikten sonra derede ki suya ulaşıyoruz. Derede ki, su sesinden şelaleyi duyamaz ve hissedemez oluyoruz. Artık içgüdüsel hareket ederek şelaleyi bulmaya çalışacağız.
Ha bu arada, burada böyle bir şelale olduğunu nereden çıkartıyor ve biliyoruz? Kim bilir belki de burada bir şelale hiç yoktur. Google Earth üzerinde bölgeyi incelerken, burada işaretlenmiş bir şelale fotoğrafını görmüştüm. Konum olarak bu bölgeye eklenmişti. Ancak uygulamaya eklenen bazı fotoğrafların konum bilgileri yanlış olabilmekteydi. Fakat doğru ise kendi adımıza güzel bir keşif olacaktı. Burada güzel bir şelale ve ortamın olduğu inancı ile hareket ederek ümidimizi yitirmiyor ve suyun aktığı yöne doğru ilerlemeye devam ediyoruz. Alicem ile Halil fotoğraf çekimine dalarak geride kalıyorlar. Ağaçların arasından kısa bir yürüyüş sonunda şansımız gülüyor ve buradaki eşsiz güzellikteki şelaleyi buluyoruz. Şelale suyu çok fazla değildi. Daha sonradan Erdinç'ten öğrendiğime göre, İlkbahar sonunda su azalarak, çoğunlukla yazın Şelale suyu kesilmekte imiş. İlk bahar da Antalya'nın sıcaklarının başladığı günlerde kesinlikle doyumsuz ve müthiş bir ortam olacaktır.
|
Gelin Kavağı Şelalesi |
ÇALTEPE KÖYÜ
Kısa bir fotoğraf çekimi ve şelale seyrinden sonra hareket ederek aracımıza ulaşıyoruz. Köprüçay kıyısına yerleşmiş olan Çaltepe Köyüne saparak kısa bir köy gezisi yapıyoruz. Genç nüfusun çoğunun göçüp gittiği köyde, yaşadıkları bölgenin kıymetini bilen bir kaç yaşlı amca ile sohbet ettikten sonra köyden ayrılıyoruz.
|
Çaltepe Köyü |
KAYA MEZARI (MAĞRAP)
Bir kez daha, Google Earth üzerinde ki araştırmalarımda karşılaştığım bir kaya mezarı fotoğrafının peşine düşüyoruz. Değirmenözü Köyünden bir kaç kilometre önce, yolun solunda bulunan Değirmenözü Kanyonunda bulunan ve Pamfilya (Pamphylia) zamanından kalma bir kaya mezarıdır. Aracımızı yol kenarına bırakarak Kanyona doğru yürüyoruz. Bir çok noktada yol suya doğru ve kayalara doğru ayrılarak devam etmekte idi. Biz önce kayaların tepesine ve sonra da arkasına geçiyoruz. Mezarın nerede olduğunu bilmediğimiz için, Kayaların tepesinden karşı kayalıkları rahat inceleyebilecek ve görebilecektik. Ancak hiçbir iz ve görüntüye rastlayamıyoruz. Kayalıklardan inerek arka tarafa dolanıyor ve oralarda arıyoruz. Ama nafile, malesef hala göremiyoruz. Kayaların arka tarafından biraz suya doğru inerek gözlemeye çalışsak ta başarılı olamıyoruz. Kaya Mezardan ümidimizi kesip kanyonun güzel manzarası ile yetiniyoruz.
Kanyonu geride bırakıp Değirmenözü Köyüne, Köprüçay'ın bir bölümünün çıktığı su kaynağını keşfe doğru devam ediyoruz. Dönüş yolunda bulamadığımız kaya mezarı için üzgün üzgün kanyon kayalıklarını izlerken gözüme takılıyor mezarın olduğu kayalıkların aşınmış sarı renkleri. Hemen Halil'e durmasını ve geri geri gelmesini rica ediyorum. Sanırım Kaya Mezarını görmüştüm ve bulmuştuk. Geri geri gelerek incelediğimizde, evet evet gördüğüm kesinlikle Kaya Mezarı idi. Ancak zaman ilerlemişti ve gidip yakından incelemek konusunda tereddüt etmiştim. Alicem ve Halil'in, gelmişken gidelim, yakından inceleyelim isteği ile hızlı hareket ederek hemen yaklaşıyoruz. Kaya Mezara ulaşmak oldukça zor idi. Erdinç'ten öğrendiğimiz kadarıyla, yerel halk arasında Mağrap, Cavır(Gavur) Mezarı olarak da bilinen bir bölge imiş. Oldukça ihtişamlı ve zor ulaşılabilen bir noktaya inşa edildiğine şahit oluyoruz. Bir noktaya kadar kayalara tutunarak ilerlemek mümkün olabiliyor. Sonrasında ise ne zaman konulduğuna emin olamadığımız ip merdiven ve hemen yanında ki emniyet ipine ulaşıyorum. Her ne kadar çıkma isteği ve arzusuna kapılsam da, arkadaşların ısrarı ile, gerekli donanımlar ile tekrar gelebilmek umuduyla bölgeden uzaklaşıyoruz.
|
Kaya Mezarı (Değirmenözü) |
|
Kaya Mezarı (Değirmenözü) |
KESTANELİK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder