Rotaları aşağıda paylaşılmış olan wikiloc sitesinden telefonunuza yada GPS cihazınıza yükleyerek daha detaylı inceleyebilirsiniz. Telefonunuza yüklemek için buradan yardım alabilirsiniz!!!
KİTANAURA Antik Kenti |
KİTANAURA ANTİK KENTİ
Kitanaura Antik Kenti, henüz adını bile tam olarak bilemediğimiz ve koruma altına alınmayan kalıntıların bulunduğu bir bölgedir. Antalya Kumluca İlçesine bağlı, Söğütcuması Köyü ile Gölcük Köyü arasında bir yerde bulunmaktadır. Kalıntıların tam ortasından asfalt yol geçmektedir. Alanın pek çok noktasında, hazine arama kazıları yapıldığı için oluşmuş olan tahribatlar gözlenebilmektedir. Pek çok yapı ve kalıntılar deforme olmuş durumdadır. Ayakta kalabilmiş olan kaya ve sütunlarda resim ve yazı işlemeleri incelenebilmektedir. Uzaktan bakıldığında, kentin güneyi, vadi üzerinden gelebilecek tehditlere karşı surlarla örülü olup, kuzeyini dağa yasladığı gözlenebilmektedir.
HİSARÇANDIR
Elmayanı'nda sedir ağaçları arasında, sabaha kadar başucumda öten bülbül ile, uykusuz ama huzurlu bir gecenin sabahında, yeni bir güne açıyordum gözlerimi.Geç uyumanın verdiği baş ağrısı biraz canımı sıkıyor olsa da, rotanın heyecanı ve bisiklet binebilmenin mutluluğu ile çok kısa bir süre sonra etkisini kaybediyordu. Elmayanı'ndan Hisarçandır'a araçla inerek, Kitanaura Bisiklet Rotasına başlıyorum. Az bulutlu serin bir hava da ilk tırmanışa başlıyorum. Haliyle Üçoluk Köyüne kadar uzun bir tırmanış var önümde. Bir kaç noktada sertleşerek devam etse de, havanın ve doğanın güzelliği ile keyifli bir şekilde 1,5 saatlik bir süre zarfında tırmanışı tamamlıyorum. Kafamda bir kaç alternatifli rota planı vardı. Ancak havanın Kızlar Sivrisi tarafından kapatıyor olması ile, en kısa yoldan ve en kısa zamanda Kitanaura Antik Kentine ulaşarak, sonrasında havanın durumuna göre rota üzerinde değişiklik yapmaya karar veriyorum. Üçoluk Markette kısa bir moladan sonra Söğütcuması Köyüne doğru devam ediyorum. Köyün hemen girişinden, Altınyaka ve Kumluca tabelalarının işaret ettiği sola devam eden yola dönüyorum. Emin olmak adına bir kaç kişiden antik kentin bulunduğu yerin tarifini soruyorum.Yolun bu kısmı oldukça renkli ve keyifli. Sedir ve Kızılçam ağaçları ile başlayan parkur, alçaldıkça meşe çalılıklarına dönüşmektedir. Zaman zaman Alakır Vadisi ve Dibek Tabitı Koruma Alanı manzara ile devam ederken, çoğunlukla da Ovacık ve Teke Dağları manzarası ile ilerlenmektedir. Köy Mevki'inde yol kenarında buz gibi su akan çeşme mevcuttur. Antik kentte Köy mevkiinden 1 km sonradır.
KARAR ANI
Kitanaura Antik Kenti kalıntılarını görmeye başladığım andan itibaren, Alakır Vadisi tarafından gök gürültüleri gelmeye başlıyor. Havaya aldırış etmeden kalıntılar arasında gezinmeye başlıyorum. Oldukça dikkat çeken ve sağlam kalabilmeyi başarabilmiş duvarlar ve kalıntılar mevcuttur. Gördüğüm kadarıyla çok geniş bir alana dağılmış bir şehir. En az 2-3 saat ayırarak gezilebilecek bir bölge. Bisikletle gezi için ancak kısa bir zaman ayırabiliyor ve ilk fırsatta yürüyüş etkinliği ile tekrar gelmek üzere maalesef bölgeden ayrılmak durumunda kalıyorum.
Söğütcuması'ndan başlayan iniş hala devam etmektedir. Saraycık mevkiini geçiyor ve Aşağı Gölcük mevkiine varıyorum. Kapatan havayı incelediğimde, Güney tarafının açık ama Alakır Vadisi tarafına yağışın inmek üzere olduğunu görüyorum. Planım, Gölcük Köyünden Kuzca yoluna ulaşarak, Söğütcumasına çıkmak ve Aladağ mevkiinden tekrar Hisarçandır'a ulaşmak yönünde idi. Ancak havanın kararsızlığı gibi, bende bir süre kararsızlık yaşıyorum. Parkuru planladığım şekilde tamamlayabilirsem, çok daha güzel olacağı düşüncesinde idim ve mümkün oldukça da bu plana sadık kalma niyetinde idim. Biraz hızlı hareket ederek, yağmur yağmadan Söğütcumasına ulaşabileceğim umuduyla, Gölcük Köyüne olanca hızla pedallayarak inmeye devam ediyorum. Bir süre sonra tekrar tırmanış rotasına başlamadan, bir durum değerlendirmesi daha yapıyorum. Aklımla duygularım arasında ikilemde kalıyorum. Ancak doğanın gücü ile oyun olmayacağını, Kitanaura da ki güzellikleri görmüş olmanın, bu günlük yeterli olduğu ve daha fazla maceraya gerek olmadığı kanaatine vararak, bu rotadan vazgeçip en kısa yol olan, Altınyaka yoluna dönerek, Üçoluk Köyünden Hisarçandır'a ulaşma kararı alıyorum.
Asfalt yol ile dere geçişine kadar inerek, toprak yoldan sola devam edip yine tırmanışa başlıyorum. Bir iki düşen yağmur damlalarından sonra, bir an önce bir kuytu noktaya ulaşarak yağmura yakalanmadan sığınabilecek bir yer bulma umuduyla, olanca gücümle asılıyorum pedallara. Öğle yemek saatim geçmiş, enerjim bitmek üzere ve hala bisiklet üzerinde gidebilmeye çabalıyordum. Yağmur ile resmen kovalamaca oynuyoruz. Arkamda ki çakan şimşekler ve yeri göğü inleten gök gürültüsü ile arkama bile bakmadan, kaçarcasına tırmanıyordum. Her pedal da, her nefes de sığınacak bir yer bakınıyordum. Yağmurun inmesi ile birlikte Ağlar mevkiine ulaşıyor ve yolun kıyısında ki kamyonetin kasasına kendimi atıyorum. Yağmur öyle şiddetle yağmaya başlıyor ki, resmen sel alıp gidiyor.
Her türlü doğa faaliyetinde, kritik kararların, doğru zamanda ve doğru noktada alınmasının önemine, bir kez daha yaşayarak şahit oluyorum. Doğa da asla Ego'ya, gurura ve maceraya yer yoktur. Asla doğanın gücü ile, bir insanın savaşabilmesinin imkanı da yoktur. Kulakları sağır eden gürültüsü ile yağmaya başlayan yağmurla, gitmek istediğim Söğütcuması mevki tarafında göz gözü görmüyordu. Yağmur dolu, kara bulutlar Söğütcuması Köyü üzerinde toplanarak, içini boşaltıyor ve Tunç Dağına doğru devam ediyorlardı. Eğer dönmeyerek Söğütcumasına devam etmiş olsaydım, rampalardan dolayı köye ulaşabilmem imkansızdı. Küresel ısınmanın yansımaları ile oluşan, bu mevsimde ki kestirilemeyen şiddetli yağışların olumsuz etkileri, insan hayatından ziyade, daha çok tarıma zarar vermeye devam etmektedir. Düzensiz ve kısa süreli şiddetli yağışların, faydasından çok zararı olduğu aşikardır.
Yaklaşık olarak 1 saat kadar hapis kaldığım kamyonet kasasından, şiddetini azaltan yağışla birlikte ayrılıyorum. Ancak Tahtalı tarafından gelen bulutlar Üçoluk Köyü üzerinde tekrar toplanarak yağmaya devam etmekte idi. Bir süre daha kuytu bir köşeye sığınarak, kara bulutların dağılmasını bekliyorum. Antalya da bu zamanda bisiklet binmek için bulunmaz bir hava var. Yağmurda bisiklet binmek ise zaten ayrı bir keyif. Ancak dört bir tarafımda çakan şimşekler, malesef bisiklet binmeme izin vermiyorlardı.
Bir süre sonra güneş yüzünü göstermeye başladığında, aklımı başımdan alan, biraz önce ki olaylar hiç olmamışcasına, nefis bir hava hakim oluyordu. Mis gibi toprak ve ot kokusu burun deliklerimi sızlatırken, bu serin havada bisiklet binmek ise ayrı bir keyifli hal almıştı. Üçoluk Köyüne vardıktan sonra, artık parkur tamamlanmış sayılırdı. Bundan sonrası sürekli inişle devam ederek Hisarçandır Köyüne varıyordum. Macera dolu bir rotayı daha geride bırakırken, sırada ki maceranın planlarını kurmaya başlamıştım bile :)...
Fotoğrafların tamamına buradan ulaşabilirsiniz...
Zorluk Derecesi :Toplamda 53 km. olan, ZOR bir parkurdur.
Maksimum Rakım :Bisikletle çıkılan maksimum rakım 1470 metredir.
Toplam Tırmanış: Bisikletle çıkılan toplam tırmanış 1500 metre civarındadır.
Hangi mevsimde yapılır: Yağışlı havalar ve sıcak yaz günleri haricinde her zaman yapılabilir.
Bisiklet Seçimi : Dağ ve Şehir bisikleti için uygundur. Parkur tamamen asfalt olmakla birlikte bazı bölümler mıcırlıdır, dolayısıyla yol bisikletleri için tehlikeli olabilmektedir.
Yol Yapısı :Tamamı asfalt parkurdur.
Başlangıç Noktası : Hisarçandır.
Bisiş Noktası: Hisarçandır.
Su Kaynakları: Rota boyunca belirli aralıklarla su doğal su kaynakları mevcuttur.
Başlangıç Noktası : Hisarçandır.
Bisiş Noktası: Hisarçandır.
Su Kaynakları: Rota boyunca belirli aralıklarla su doğal su kaynakları mevcuttur.
Alış-Veriş Alanları : Gebiz içerisinde zaruri ihtiyaçların karşılanabileceği bakkal/market/restourantlar mevcuttur. Çetince bölgesinde Alabalık Restourantları bulunmaktadır.
Konaklama : Kamp için uygun bölgeler mevcut ise de güvenlik tedbirleri almakta fayda vardır.
DİKKAT!!! Herhangi bir kaza riskine karşılık kesinlikle en az iki kişile gidiniz ve bir yakınınıza gideceğiniz konumu bildiriniz!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder